Öğretmenlerimiz ve eğitim
Bilindiği gibi her yıl 24 kasım öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.Ama bu kutlamanın nedeni,anlamı,önemi vs.Ne ülkemiz ne öğretmenlerimiz ne de bizler tarafından tam olarak bilinmemektedir.Ekonomik,sosyal,teknolojik imkansızlıklarla mücadele eden öğretmenlerimiz ne kadar işlerine odaklanabilirler.Bu özel günlerini ne kadar kutlayabiliyorlar,bu günlerinde biz onları ne kadar hatırlıyoruz,ayrıca sadece bir gün için hatırlanacak bir meslek gurubumudur ,üzerinde önemle düşünülmesi gereken konulardır.
Şovmenlerin,hırsızların ,eğitimcilerin hatta hemen, hemen hepimizin eğitim şart dediğini biliyoruz.Ancak eğitim niye şart hiçbirimiz tam olarak cevabını veremeyiz.Bir biyolog olarak bunun cevabını belki de en iyi bilimsel olarak biz verebiliriz.Bilindiği gibi insanlarla diğer hayvanları ayırabileceğimiz bir çok özellik vardır. Bunlardan en önemlisi bütün hayvanlar öğrenmiş doğar fakat insanlar hariç.Yani hayvanlar doğarlar ve ayağa kalktıktan sonra ,kuşlar uçtuktan sonra bir daha bir şey yapmanıza gerek yoktur.Tarlaların meraların yeri değişti diye beş yıl sonra inekler yavrularını oryantasyon eğitimine çağırmazlar.Ama insanlar için bu farklıdır.Öğrenmemiş doğarlar ve izole edilmiş bir yere bebeği koyarsanız ve hiçbir canlıyı göremezse aga ugu ile gelir aga ugu ile gider.Konuşamaz,yüzemez,okuyamaz vb.Hatta bir makine veya uçağın modeli değişse altmış yaşında bile olsa o pilotumuzu oryantasyon eğitimine alırız.Yani insanlar sürekli öğrenmesi gereken bir canlıdır.Yaşama adaptasyonu için bu çok önemlidir.Kendisini öğrenmeye odaklayan, sürekli güncelleyen insanların yaşam standartları ve başarıları üst seviyelerde olmaktadır.İnsan nasıl bir canlıdır muhakkak ilkokuldan itibaren anlatılmalıdır.Kendisini tanımayan insanların(sadece yetenekler açısından değil,aynı zamanda biyolojik olarak da)başarılı olması mümkün değildir.Bizim kendimizi anatomik olarak tanıyabilmemiz için üniversitelerimizde tıp veya biyolojimi okumalıyız,çok geç kalınmış olmaz mı? bunu çok iyi düşünmeliyiz.
Cumhuriyetimizin kurulduğu günden beri eğitim sistemimizin tam oturtulamadığı bir gerçektir.Eğitim sistemimizi yönetenlerin siyasi düşünceleri,kişisel yetenekleri ve kültürümüze uygun herhangi bir model geliştirilememesinden dolayı yaklaşık 100 yıldır,bir arpa boyu yol alınamamıştır.Bu sistemsizliğin içinde en önemli kaynak olan öğretmenlerimizin başarılı olması mümkün değildir.Bu iş öğretmenlerin kişisel yeteneklerine bırakılamayacak kadar önemlidir.Muhakkak eğitim modelimizi ve sistemimizi insan odaklı oluşturmalıyız.Gelecek nesillerimizin insan kalitesini bu günden düşünerek eğitim sistemimizi geliştirmeliyiz.
Hepimizin övündüğü genç nüfusumuzun avantaj mı dezavantaj mı olacağını eğitim sistemimiz belirleyecektir.
Bununla ilgili bir yurt dışı görevimde yaşadığım bir konuyu paylaşmak istiyorum.Göreve gittiğimiz firmanın alman danışmanı bir profesör biz Avrupalı’lar Türkiye’nin genç nüfusundan çekiniyoruz dedi.Ben nedenini sorduğumda,doygunluk oranı düşük ve her şeye sahip olmak isteyen ve talep eden bir gençlik var,Avrupa’da ise hem sayısı az hem de doygunluk oranı yüksek hiçbir şey talep etmeyen bir gençlik var dedi.Ben kendisine merak etmeyin zaten bu genç nüfusumuzu doğru yönlendirmemizi engelliyorsunuz dedim ve eskiden köyde babam tarlayı sürerken su çıkardı,eğer bu suyu doğru yönlendirip kanalize edemezsek uzaklara taşıyamaz ve su tarlada birikip bataklık oluştururdu ve tarla elimizden giderdi dedim.Şimdi genç nüfusumuz içinde bu böyle,eğer onları doğru kanalize edip yönlendiremezsek o genç nüfus elimizde patlayacak bomba oluyor,terör,hırsızlık,kapkaç vb.şeylere yöneliyorlar,bu işlerin ileri seviyesi ülkemizi yok etmeye yetecektir dedim.
Genç nüfusu doğru yönlendirmek demek sağlıklı ve bilgili bireyler oluşturmak demektir.Bunu nasıl yapacağız eğitim ve spora yatırım yaparak.
Tüm öğretmenlerimizin bu özel günlerini kutlar büyük küçük hepsinin elinden öperim.
Hidayet ŞAHİN